Doç. Dr. Can Yerebakan 2009 yılında Avrupa'da en prestijli kuruluş olan Avrupa Kalp Göğüs Cerrahisi Birliği'nin (EACTS) Genç Araştırmacılar branşındaki ödülüne ve bu yıl da Ernst-Derra-Ödülü’ne layık görüldü. Doktorumuz yaptığı açıklamada başarısının Sarrazin ve zihniyetine cevap olduğunu belirtti.
Türkiye’de liseden sonra direk Almanya’da tıp fakültesine başvuruda bulundum, ve kabul edildim
1977 yılında İstanbul`da doğdum. Türkiye`de ilkokuldan sonra Anadolu Liseleri giriş sınavında Türkiye 4. üncüsü ve İstanbul 2.ncisi derecesiyle İstanbul Erkek Lisesi`ne 1. likle girdim. Bu köklü okulu orada aldığım Almanca ağırlıklı eğitimin ardından 1996 yılında 2.cilikle bitirdim. Okulun son senesinde Almanya`ya daki üniversitelerin tıp fakültelerine başvurularda bulundum. Tıp alanında en iyi üç üniversite arasında gösterilen Freiburgi i. Br. şehrinde bulunan Albert- Ludwigs- Üniversitesi`ne kabul edildim. Fakültenin ikinci yılında yapılan Physikum sınavında üstün başarıyla Alman Friedrich-Ebert-Vakfi`nın burslu ögrencisi olarak tıp fakültesini 2004 yılında bitirdim. Berlin ve Rostock şehirlerinde Kalp Cerrahisi uzmanlığımı ve doçentliğimi aldım. 2010 yılı ortasından bu yana Washington, DC de ünlü çocuk kalp cerrahi Richard A. Jonas`in asistanı olarak üst uzmanlık eğitimine devam ediyorum.
Objektif başarılar sağduyu sahibi her toplumda kabul görür
Tıp fakültesi, seçim yaptığım yıllarda ideal mesleklerden biriydi. Bu meslek her yönüyle benim ilgimi çekiyordu. İnsanlara yakın çalışabilmek, onlara sağlıklarını yeniden kazanmaları için birebir yardım edebilme olanağı ve tabi monotonluktan uzak, her geçen saniye kendini yenileyen bir dal olması bu mesleği seçmemde etkili oldu.Ve mesleğimibüyük bir heyecanla yapıyorum.
“ Ernst Derra” ödülü almanızdan dolayı görüş ve düşünceleriniz...
Bu ödül Alman Gögüs- Kalp ve Damar Cerrahisi Derneğinin yılda bir defa Almanya çapında Kalp ve Damar Cerrahisi dalında tamamlanmış en iyi araştırma çalışmasına verdiği bir ödüldür. Genelde Profesör ve Ordinaryus düzeyindeki cerrahlara layık görülen bu ödül bildiğim kadarıyla ilk defa genç bir Türk cerraha veriliyor. Tabi kendim ve ülkem adına sonsuz gurur duydum. Bu tip ödüller belki sadece bir çalışmaya verilmiş gibi görülse bile yukarıda özellikle anlatmaya çalıştığım şartlar göz önüne alınınca yıllarca süren bir hazırlığın sonucu diyebiliriz. Belki de ilkokulda atılıyor bu tip başarıların temellleri. Benim açımdan kesinlikle öyle olmuştur. İlkokul öğretmenim Sencan Yıldırım’ın benim İstanbul Erkek Lisesi’ne girebilmem de bire bir emeği vardır. Bildiğiniz üzere bunun gibi veya daha büyük başarıların kazanılması ancak aslında birbirinden bağımsız birçok unsurun uyumlu birlikteliği ile mümkün oluyor.
' Sarrazin' konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk gençlerinin yurt dışında benzer başarılara imza atmaları çok önemli ve gurur verici. Özellikle Almanya’da zaman zaman ırkçılıkla beslenmiş birtakım tartışmaları (Thilo Sarrazin örneğinde olduğu gibi) hayretler içinde izlemek durumunda kalıyoruz. Sanırım bu tip, bilimsel dayanaktan yoksun, taraflı ve en önemlisi bir milleti incitmeye yönelik çalışmalara verilecek en güzel cevap bir dünya insanı olarak nerede olursa olsun yaşadığımız topluma her alanda pozitif değerler katabileceğimizin ispatı olacaktır. Bizim gibi insanlar çoğaldıkça bu tip çatlak sesler kendiliğinden kaybolacaktır. Objektif başarılar sağduyuya sahip her toplumda kabul görür ve el üstünde tutulur. Ancak toplum olarak kaydetmemiz gereken daha çok mesafe var, çalışmaya tüm gücümüzle devam etmek zorundayız.