Dr. Tuğsal Moğul
Hekim- Tiyatrocu-Yazar-Senarist-
Rotamız bu kez, “ Başarıya Koşan Doktorlarımız” için Münster’e çevrildi. Dr.Tuğsal Moğul ile başarısını konuştuk. Moğul’un biyografisi alışılmışın dışında. Dr. Moğul hekimliğinin yanında aynı zamanda tiyatrocu, yazar ve senarist. Yazdığı eserler Almanya’nın bir çok bölgesinde tiyatrolarda sahneleniyor. 1960’yı yıllarda çalışmak için Almanya’ya gelenler işçi ailenin çocuğu olan Moğul 1969 Neubeckum doğumlu. 15 yaşında sahne ile tanışan Moğul abitur’dan sonra Lübeck Üniversitesi’nde tıp okumaya karar verir.
Tıp fakültesinin ağır derslerine rağmen tiyatro sevgisi hiç aklından çıkmaz. Konuyu üniveriste hocaları ile konuşur, hocalarının da destek ve yardımı ile hem tıp okur hem de Hannover’de tiyatro okumaya karar verir. İki zor görevi büyük bir başarı ile tamamlayan Dr. Moğul şimdi uzman hekimliğinin yanında tiyatro çalışmalarını da aralıksız sürdürüyor. “Deutsche Ärzte, grenzenlos”, “Wir haben getan, was wir konnten” , “Halbstarke Halbgötter” “Die Deutsche Ayse” gibi eserleri sahneleyen Moğul ile yoğun geçen bir ameliyat sonrası görüştük.
Bize zaman ayırdığı için hocamıza bir kez de buradan okurlarımız adına teşekkür ediyoruz.
***
Okurlarımıza kısaca kendinizi tanıtır mısınız ?
Ailem1965-66 yılında İstanbul'dan Almanya'ya göçetmiş. İşçi bir ailenin çocuğuyum. Almanya’nın küçük bir kasabasından dünyaya geldim. Eğitimimi Almanya’da yaptım. Üniversitede tıp okurken tiyatro eğitimi için de başvuruda bulunmuştum. Kabul edildi. 9 yıl içinde hem tıbbı hem de tiyatro eğitimimi bitirdim. Sonra her iki meslekte de çalışmalarımı sürdürdüm. Bir taraftan sanat ile ilgili çalışmalarım devam ederken öte yandan tıpta uzmanlığımı yaptım. Sahnede görev almıyorum, yazarlık ve yönetmenliğini yapıyorum.
Tıp ile tiyatro eğitimini aynı anda almak, iki ayrı üniversitede okumak zor olmadı mı ?
Tabi ki oldu. Bundan ötürü eğitimimi 9 yılda bitirebildim. Hatta bir ara tıpla ilgili eğitimime ara vermek zorunda kaldım. Ama sonunda iki üniversiteyi 1989’dan 1998 yılına kadar bitirdim. Ama şunu demek isterim ikisini yaptım ama hiç de kolay olmadı. Seve seve yaptığım için sorunların da üstesinden gelebildim.
SAĞLIKÇILAR SANATA İLGİLİ
Avrupa’daki hekimlerimizin sanata bakışı nasıl ?
Avrupa’daki meslektaşlarımın sanata bakışı memnuniyet verici diyebilirim. Resim olsun, müzik olsun, tiyatro olsun sağılık çalışanlarımız ilgi göstermekte. Fakat benim gibi çalışana rastlamadım. Ben şu an iş hayatımın yüzde 50’sini hekim olarak geri kalanı da tiyatrocu olarak sürdürmekteyim. Bu arada Almanya’nın tiyatroya bakış açısını da değerlendirmek gerekirse önemli fırsatlar sunulduğunu söyleyebilirim.
Tiyatroda genellikle işlediğiniz konular nelerdir ?
Göç, ırkçılık, 60’lı yıllarda gelen ilk kadınlarımızın hayatının anlatıldığı “ Die Deutsche Ayşe” yi sahneledim. Almanya’ya gelirken karşılaştığı zorluklar, uyum sağlamalarındaki mücadelelerini anlattım. Bu eseri 2013 yılında yazdım. Bunun yanında tıp konularını da sahnede işlemekteyim. Yoğun bakımdaki hastaların durumları, bakımlarında yaşanan sorunlar, doktorların ameliyat ve tedavilerde yaşadıkları duygusallıkları. Hep bunları sahneye taşıdım. Alman sağlık sistemi çok değişiklik yapıyor. Bu konuyu da ele aldım.
HEKİMLİK Mİ, TİYATRO MU ?
Gençlere meslek tavsiyesinde bulunmak isterseniz hekimliği mi, tiyatroyu mu tavsiye edersiniz ?
Öncelikle gençlerimiz kendini dinlemeli. Meslek seçerken anne baba, kardeş veya çevreyi değil kendi içlerinden ne geliyorsa onu yaparlarsa başarı oranları o ölçüde artar. Maalesef buradaki aileler arasında “ Çocuğumuz doktor olsun, mühendis olsun” şeklinde çok baskılar var. Anne ve babalarını üzmemek için söyleneni uygulayan gençler ne kadar mutlu onu bilemem. Tabi ki sağlıkta çalışmak bir fırsattır. Almanya’da doktor açığı var. Sağlıkta çalışmanın avantajları var. Ama tavsiyem gençlerimize içinden geleni yapsınlar.
Tiyatroyu tavsiye eder misiniz ?
Tabi ki ama tiyatroculuk öyle kolay bir meslek değildir. Çok büyük fedekarlık ister. Yorucu olabilir. Kalpten gelecek. Eğer çocuk tiyatrocu olmak istiyorsa anne babalar karşı gelmemeli.
TÜRKİYE’DEKİ ÇALIŞMALAR
Hocam bir ara Türkiye’de de bulundunuz İstanbul’da tiyatro çalışmalarınız oldu...
Evet 2018-2019 yıllarında Tarabya Kültür Akademisi’nin kursiyeri olarak İstanbul’da çalışmalarda bulundum. İki oyun sahneledim. Goethe Enstitüsü’nün desteği ile ‘Kumbaracı50’ tiyatrosunda “NSU/ Kurbanların arasında Almanlar da vardı” adlı oyununu sahneledim. Der kleine Spatz vom Bosporus adlı eserimi de sergileme imkanım oldu. Ayrıca Türkiye’de her sene yazın düzenlenen Bergama Festivali’ne 2019 yılında davetli olarak katıldım.
TÜRKİYE’DE SAĞLIKTA ŞİDDET
Son sorum da Türkiye’de doktorlara karşı yapılan saldırılar konusunda Avrupa’da yaşayan bir hekim olarak neler söylemek istersiniz ?
Maalesef üzüntü verici bir durum. Benim eşim de Türkiye’de hekim olarak görev aldı. Türkiye’de toplumda bir öfke var. Bunun yansıması. Bir hekim olarak yardım etmek istiyorsun sonra karşı tarafın saldırısına uğruyorsun. Bu çok kötü bir durum. Gerçi bu tür olaylara Almanya’da da rastlanılıyor. Ama Türkiye’de çok fazla.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı ?
Toparlamak gerekirse, yaptığınız işi severek yapınız. Gençlerimiz de meslek seçerken sevebilecekleri meslek dallarını seçmeli. Anne babalara bu konuda biraz daha mesafeli durmalarını tavsiye ederim. Kararı çocuklara bıraksınlar, zira ileride sıkıntı yaşanabilir. Bu bakımdan çocuklarına güvensinler ve onların kararlarını düşüncelerini dikkate alsınlar.
Bize zaman ayırdığınız ve verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz.
Ben de sizlere başarılar dilerim. Avrupa Sağlık Dergisi’nin çalışmalarını yakından takip ediyorum. Güzel çalışmalar yapıyorsunuz. Zor bir görev yapıyorsunuz.
Başarılarınızın devamını dilerim.