Diğer yandan ise göçmenleri bakım uzmanları olarak da görmek gerekir. Bakımdaki farklı kültürler konusundaki duyarlılığı ve çok dilliliği gerçekleştirmek için sadece hizmeti herkese açmak yetmez, aynı zamanda çok dilli ve kültür bilgisi olan eğitimli insanlara da ihtiyaç vardır. Aynı şekilde, tek dile sahip insanlara da çok kültürlülük konusunda eğitim alabilme olanakları sunulmalıdır. Genel itibariyle sağlık ve bakım sistemi, Almanyada yaşayan insanların yüzde 16sının göçmen ve Almanyanın da böylece bir göç ülkesi olduğunu kavraması ve buna cevap vermesi lazım. Sistemlerin bu yönde değişmesi gereklidir.
Sağlık ve Tedavi Sistemimiz göçmen toplumuna uygun halde mi?
Sağlık ve bakım sisteminin, Almanyada yaşayan insanların yüzde 16 sının göçmen ve Almanyanın da bir göç ülkesi olduğunu kavraması ve buna cevap vermesi lazım.
1960lı yıllardan itibaren
Almanyaya göç eden işçilerden sadece az bir bölümü, birkaç yıl
çalıştıktan veya emekli oldukdan sonra geldikleri ülkelere geri döndü.
Birinci Kuşak göçmenlerden bir çoğu artık Alman vatandaşı oldu,
çocukları ve torunları burada doğup büyüdüler. Bu sebepten dolayı Alman
sağlık, tedavi ve sosyal sisteminin, kendisini bu yeni hedef kitleye
nasıl ayarlayacağı zaman zaman tartışılıyor. Bazı eyaletlerde, Müslüman emeklilerin ihtiyaçlarına göre bakım yerleri açıldı, başka yerlerde ise hastanelerin çok kültürlülüğe açılımı veya göçmenlerin bakım mesleklerine daha fazla katılımı düşünülüyor. Ama sağlık hizmetinde ve bakımındaki
çeşitliliğe, farklılıklara, verimliliğe, çok kültürlülüğe, çok
dilliliğe ve erişebilirliğe bakıldığında, genel konsept ne durumdadır?
Mesela bakım hizmetinde sadece Almanca konuşulur
ve bundan faydalanacak insanlar bu dili yeterli seviyede anlayamazsa,
işte o zaman bu, hizmetlerin göçmenler için ulaşılır durumda olmadığı
anlamına gelir. Bu, bakım danışmasında başlar ve hizmetin kendisine
kadar devam eder. Farklı hedef kitlelerin çeşitli ihtiyaçlarına uygun ve
adil biçimde cevap verebilmek için; kültürel farklılıklara dikkat eden,
bakımda kültürel bilgiye sahip uzmanlara ihtiyaç vardır. Bu, yemeklerde
başlar ve örnek olarak domuz etinin kullanılmaması konusunu kapsar veya
farklı kültür veya dinlerdeki bayramların ve özel günlerin kutlamasına
kadar uzanır. Ancak buna finansman açısından bakıldığında gerçekten
yapılabilirliği var mıdır? Demografik değişim göz önünde
bulundurulduğunda, şu anda dahi bakım sisteminde ciddi para sıkıntısı
yaşanmaktadır. Bu soruyu cevaplarken, şunu da dikkate almamız gerekir;
AB içerisinde, AB vatandaşı olmayan ancak en az 5 yıldır yasal ve
sürekli olarak ABde ikamet eden herkesin, sağlık ve sosyal alanlar da
dahil olmak üzere, butün hizmetlerden faydalanma hakkı
bulunmaktadır. Yani hukuki açıdan bu işçi göçmenler, vatandaşlıklarına
bakılmaksızın, hizmet konusunda aynı haklara sahiptirler.
Admin