Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 08-05-2018 09:07

Ölüden kalp nakli

2014 YILINDA ÇOK ÖNEMLİ BİR GELİŞME YAŞADIK. AVUSTURALYA’DA ST. VINCENT KLINIĞ’NDE DOKTORLAR KALBİ DURMUŞ BİR İNSANIN KALBİNİN ÖZEL BİR SOLUSYON VE ALET ARACILIĞI İLE VUCUT DIŞINDA TEKRAR ATMASINI SAĞLADIKTAN SONRA KALP NAKLİNİ GERÇEKLEŞTİRDİLER.

Ölüden kalp nakli
Dünyada insan üzerinde ilk başarılı kalp nakli 3 Aralık 1967 yılında Christiaan Neethling Barnard tarafından Güney Afrika’da Cape Town şehrinde Groote Schuur Hastanesi’nde gerçekleştirildi. Nakil yapılan ilk hasta yalnızca 18 gün hayatta kaldı. Başlangıçta nakil yapılan kalbin alıcının savunma sistemi tarafindan reddedilmesi problemleri çözülemediği için hastalar uzun süre hayatlarını sürdüremıyorlardı. 

                TEDAVİDE ALTIN YIL                             

İlerleyen yıllarda yeni ilaçlarla bu problem kısmen ortadan kalktı ve günümüzde kalp naklinden sonra her 100 hastadan yaklaşık 65 kadarı nakilden sonraki 10 sene zarfında hayatta kalabilmektedir. Dolayısıyla başka hiçbir tedavi yöntemiyle ulaşılamayacak bu başarıdan dolayı kalp nakli günümüzde son dönem kalp yetmezliğinin tedavisinde altın standart olarak kabul görmektedir.  Günümüzde kalp naklinin son dönem kalp yetmezliği olan bütün hastalara uygulanmasındaki en büyük engel kalp verici (donör) sayısının yetersiz kalmasıdır. Örneğin Almanya’da 2013 senesinde 800’ün üzerinde hasta kalp nakli beklerken kalp nakli sayısı toplam 24 klinikte 313 cıvarında kalmıştır. 

  BEKLERKEN HAYATINI KAYBEDENLER

Kalp nakli yapılamayan ve son dönem kalp yetmezliğinde bulunan bir hastanın ortalama yaşam süresi kısa olduğu için birçok hasta nakil listesinde hayatını kaybetmektedir. Bütün organ nakilleri göz önüne alınırsa her gün yaklaşık 3 hasta bir organ nakli beklerken hayatını kaybetmektedir. Dolayısıyla organ nakil kriterleri organ dağılımını son derece sıkı şekilde kontrol edecek şekilde düzenlenmiştir.
Kalp nakli kısa bir zaman öncesine kadar basit bir anlatımla beyin ölümü kesin olarak belirlenmiş ancak dolaşımı durmamış yani kalbi problemsiz olarak atmakta olan bir donörden alınan kalbin bir alıcıya nakledilmesi şeklinde yapılmaktaydı. 2014 senesinin son aylarında çok önemli bir gelişme yaşadık. Avustralya’da St. Vincent Kliniği’nde doktorlar kalbi durmuş bir insanın kalbinin özel bir solusyon ve alet aracılığı ile vücut dışında tekrar atmasını sağladıktan sonra kalp naklini gerçekleştirdiler. 

      AVRUPA’DA İLK NAKİL                
 
Bu teknikle üç ayrı hastaya en fazla 20 dakika durmuş kalpler başarıyla nakledildi. Bu gelişmenin akabinde bundan birkaç hafta önce İngiltere’de Cambridge Papworth Hastanesi’nde aynı yöntemle Avrupa’daki ilk defa kalbi atmayan insandan ( „non-heart-beating donor“ ) kalp nakli gerçekleştirildi. Basit bir tanımlamayla „kutudaki kalp“ olarak tabi edilen teknik henüz yeni olduğundan klinik olarak yaygınlaşması için zaman gerekecektir. Ancak bu tekniğin potansiyel olarak iki etkisini beklemek yanlış olmaz: 1)   Potansiyel verici sayısı artacak ve muhtemelen daha cok hastaya kalp nakli gerceklestirilebilecektir 
2) Nakil yapılan kalbin vücut dışında kalma sürece yaklaşık 6 saat ile sınırlı iken bu sürenin uzaması mümkün olacak ve dolayısıyla alıcı ve vericinin birbirinden çok uzak olduğu durumlarda dahi nakil gerçekleşme olasılığı artacaktır.
Bilim bize yeni meyvelerini sunmaya devam ederken donör sayısının mutlaka artması şarttır. Bunu Alman Transplantasyon Vakfi’ndan ( Deutsche Stiftung für Organtransplantation) alınacak nakil kimlikleriyle son derece basit şekilde gerçekleştirmek mümkündür. Bir organ bir yaşam demektir.    

AdminAdmin