Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 12-09-2014 23:11

Kalp Damar Cerrahisinde son gelişmeler

Kalp cerrahi olarak yazımda sizinle Kalp Damar Cerrahisi dalında son hafta ve aylarda bildirilen önemli gelişmeleri paylaşacağım. Sunduğum bilgi ve haberlerin emektar doktorlarımızın yanısıra Avrupa’ da yaşayan Türk vatandaşlarının da ilgisini çekeceğini umuyorum.

Kalp Damar Cerrahisinde son gelişmeler
Doğan her 120 çocuktan biri kalp hastası
Yaklaşık olarak her 120 çocuktan biri doğuştan kalp hastalığıyla dünyaya gelmektedir. Küçük hastalarımızın cerrahi tedavisi son 20 yılda çok önemli gelişmelere sahne olmuştur. Yakın tarihte ölüm oranları çok yüksekken artık doğumsal kalp hastalığı olan çocukların % 90’ı erişkin yaşlara ulaşabilmektedir. Bu hem bir başarı öyküsüdür hem de erişkin yaşta daha önce ameliyat geçirmiş hasta sayısının her geçen gün artmasından dolayı doktorların önüne çözülmesi gereken yeni tip sorunlar çıkarmaktadır.

Kalpteki ritm   bozukluklarınınteşhis ve  tedavisinde büyük gelişme
Nature Bilimsel Dergisi’nde 6 Mart 2011 tarihinde yayınlanan bir makalede Illinois Üniversitesi’nden araştırmacılar esnek elektronik ve yalıtkan maddelerden ürettikleri bir kateteri tanıttılar. Elektriksel akımları iletebilen aynı zamanda ucu esnek ve boyut değiştirebilen kateter sayesinde kalpteki ritm bozukluklarının teşhis ve tedavisi çok kolaylaşabilir.
Kalpteki ritm bozukluklarında günümüzde kullanılan tekniklerde birden fazla kateterle uzun süren prosedürlerle kalp kasındaki akım harıtaları çıkarıldıktan sonra daha başka kateterler kullanılarak tedavi uygulanmaktadır. Bu prosedürler çok uzun ve zahmetli olmanın yanısıra birçok kateterin kullanılması hastanın riskini fazlalaştırmaktadır. Hem teşhis hem de tedavi bir kateterle uygulanabilirse bu ritm bozukluklarının tedavisinde bir devrim yaratabilir. Henüz klinik kullanıma sunulmayan bu buluş çok umut verici bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.


Bir kan testi kalbin alıcı tarafından reddedilmesini gösterebilecek...
Nisan 2011 yılında yapılan bir yayında kalp naklinden sonra vücut tarafından reddedilmesi kandan alınan örnekle yapılacak genetik bir testle belirlenebilecek. Henüz 603 kalp nakli olmuş hasta üzerinde denenmiş testle artık hastalardan ret durumunun teşhis edilmesi icin zor ve girişimsel müdahale gerektiren kalpten örnek alınması tarihe karişabilecek. Testi geliştiren ekip henüz az hasta üzerinde denenen testin daha ileri aşamaları geçtikten sonra klinik olarak kullanılabileceğini söylediler.

Kalp nakli günümüzde son dönem kalp yetmezliği icin en uygun tedavi yöntemi olarak kabul görmektedir. Ancak hastaların yaklaşık dörtte biri ilk yılda bağışıklık sistemini frenleyen ilaçlara rağmen organın vücut tarafından reddiyle karşı karşıya kalmakta. Bu durumun teşhisi de zor olmakla birlikte çoğunlukla kalptan parça alınarak mikroskop altında incelenmesi gerekmektedir. Yeni testle bu teşhis daha kolay ve çabuk hale getirilebilirse hastalar için birçok olumlu etkisi olması beklenebilir.

Kalbi vücudunun dışında doğan bebek 2 yaşında
Doğumunda kalbi vücudunun dışında (Ectopia cordis) olan ve kalbinin yarısı gelişmemiş olan bebek Ryan 2 yaşına girdi. Doğumundan hemen sonra Washington, DC deki Dr. Richard A. Jonas ve ekibi tarafından bir dizi ameliyat uygulanan bebek Ryan uzun bir yoğun bakım ve hastane sürecinden sonra evine dönebilmişti. Geçen aylarda 2 yaşına giren bebek Ryan normale yakın bir yaşam sürdürüyor.
Bu tip bir kalp rahatsızlığında her türlü tedavi yöntemi uygulansa dahi çocukların yaşama oranı yok denecek kadar azdır. Dr. Jonas ve ekibinin büyük tecrübesi Ryan bebeğin bir dizi ameliyat sonrasında normal bir yaşama dönmesini sağlamıştır. Bu örnek uzmanlaşmış ekiplerin en umutsuz durumlarda dahi mucizeler yaratabilme yetisine sahip olduğunu kanıtlar nitelik taşıyor. Ayrıca Ryan örneğinde olduğu gibi bir çoğu anne karnında teşhis edilen kalp hastalıklarında bazı ülkelerde yaygın olmasının aksine tek yöntemin kürtaj olmaması gerektiğini de tekrar hatırlatmaktadır.

Tip ilimi her geçen gün insanlığa hizmet aşkıyla çalışan araştırmacıların ve doktorların çabalarıyla gelişiyor. Doktor olarak hastalarımıza en iyi tedavi seçeneklerini sunabilmek amacıyla en azından uzmanlık dallarımızda bu gelişmeleri düzenli takip etmek görevimiz. Ülkemizin bu gelişmelere doğrudan katkısının her geçen sene artmasını sağlamak ise nihayi amacımız olmalıdır. Sadece uygulayan değil ayni zamanda fikir ve teknoloji üreten bir ülke olmak zorundayız. Böylelikle ülkemizin bilim dünyasındaki yeri daha saygın hale gelecektir. 
AdminAdmin