Hepimiz evlerimizde yaşadık bu maneviyatı yüksek günleri. İftar sofraları kurulamadı ve ellerimizi semaya ayrı ayrı yerlerde açtık, fakat duamız bir di. En kısa zamanda bu illetten kurtulup, daha iyi, daha sağlıklı ve daha güzel günlere kavuşmayı diledik.
Salgın süresince kendi hayatları pahasına görevlerini en iyi şekilde yerine getiren tüm sağlık çalışanlarına teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Bu dünya, sizsiz bir yere varamayacağını bir kez daha anladı. Umarım tüm ülkelerde değerinizin bilindiği ortamlarda yer alırsınız.
Bu dönemde maalesef kimimizin kötü haberini aldık, üzüldük. Bazılarımızın sağlıklı günlere kavuşma umuduna tanıklık ettik. Bir çoğumuzun da evde durarak gösterdikleri sabıra eşlik ettik. Yavaş yavaş güzel haberler almaya başladığımız günlere ulaştık. Sanki tüm dünya yatmış olduğu kış uykusundan uyanır gibi, sakince kendine gelmeye başladı. Çoğu Avrupa ülkeleri karantinayı sonlandırdı. Bazıları ileri ki günlerde sonlandıracak ve bu arada on bir ayın sultanı Ramazan ayının sonuyla bayrama ulaştık.
Bayram sevincinin getirdiği o pozitif düşüncelerle, birbirimize daha da çok sevgimizi göstermemiz gerekecek bu sefer. Çünkü bu bayram, uzaktan selamlaşacağız, uzaktan gülümseyeceğiz. Ziyaretlerimiz eskisi kadar olmayacak. Unutmayalım ki virüse karşı olan savaşımızın henüz sonuna gelmedik. Ve bu tehdit var oldukça, büyüklerimizi ve aramızda sağlığı zayıf olanları korumak hepimizin görevi. Bu bayramda belki büyüklerimizin ellerinden öpemeyeceğiz çünkü bütün tedbirlerin arasında, en etkili olanı sosyal mesafe kuralıdır. Belki ailecek kocaman sofraların başında toplanmamız imkansız olacak. Ziyaretler kısıtlı ve dijital ortamlarda gerçekleşecek. Fakat biz bu bayramı apayrı kılacak bir sevgi ile karşılamalıyız. Ne mesafe, ne sarılma engeli bizi sevdiklerimizden ayıramayacak. Biz bu bayramda, her bayram olduğu gibi, bayramlıklarımızı giyeceğiz, yüzümüzde o nereden geldiği belirsiz tebessüm olacak. Yine kalbimizde bayramın tatlı telaşı ve heyecanı filizlenecek. Kapının önünde, kültürümüzün ayrılmaz ikilisi, şekerle dolu tabak ve kolonya şişesi yine hazır olda bekleyecek. Ve, kapı yine çalacak.
Bu sene farklı olan çocukların yüzlerindeki maske sadece, fakat gözlerinden anlayacağız gülümsediklerini. Hepimiz biliyoruz çünkü, en önemlisi uzak da olsak sağlıklı olmak.
Bir diş hekimi olarak şekerin zararlarını saymamı bekleyebilirsiniz, bu benim görevim. Bu yüzden önerilerimi yeniliyorum. Şeker tüketiminin çok yüksek olması sağlığa verdiği zararın yanı sıra dişlere de zarar veriyor. Bayramda gün boyu tatlıların o geri çevrilmez lezzetine kendimizi kaptırıp dişlerimizi ihmal etmeyelim. Yine her öğün sonrası fırçalayalım. Çocuklarımızın şeker tüketimini kontrol edelim ki, gülümsemeleri hiç eksilmesin.
Bu bayram sayısında sizlerle birlikte olmamı sağlayan başta dergimizin sahibi Şevki Demircana ve tüm katkı sağlayan insanlara teşekkür etmek istiyorum.
Kendimizi, sevdiklerimizi korumaya devam etsek de bayramın tadını çıkaralım. Hepimiz için güzel bir bayram olmasını temenni ediyorum.
İyi bayramlar.