SAĞLIK SEKTÖRÜNDE| KADINLARIMIZ
Giriş Tarihi : 08-01-2019 21:46   Güncelleme : 05-09-2022 21:25

“Sağlıkçı, hem hayvan hem de çevre dostudur..”

10 Parmağında 10 Marifet olan AKA’ nın kurucusu ve sahibi Y. Arslan ile “ Sağlık-Sevgi - Yaşlı Bakımı” nı konuştuk:

“Sağlıkçı, hem hayvan hem de çevre dostudur..”
 
----------------------------------------------------------------------------------------------------
 
Y. Arslan
 
 1975 yılında Almanya’ya geldiğimde 10 yaşındaydım. İlk, orta ve liseyi birbiri ardı sıra bitirdim.1998 yılında Hasta ve yaşlı bakım servisimi (AKA) yı  açtım. Deutsch-Türkische Power Frauen Gruppe, Hamburg Galatasaray Derneğinde Kadın kolları Başkanlığı yaptım. Hamburg Türk Basın Birliği Yönetim Kurulu Üyesiyim. Hamburg Edebiyat Atölyesi’ni kurdum. Hamburg’da öykü yarışması ve 1. Hamburg Edebiyat- Kültür ve Sanat Festivali´ni gerçekleştirdim. Yazarlık serüvenim devam etmektedir.
 
----------------------------------------------------------------------------------------------------
Bundan böyle her sayımızda sağlık sektöründe faaliyet gösteren kadınlarımıza yer vereceğiz. Onların çabalarını mücadelelerini ve başarılarını sizlerle paylaşacağız. Bu sayımızda Hamburg’da faaliyet gösteren Ambulante Kranken- und Altenbetreuung’un kurucusu Y.Arslan ile  görüştük. Arslan sağlıkla birlikte sosyal alanda da çok aktif bir isim. Sözü Arslan’a bırakalım:
 
 
AKA Yaşlılar Bakım Servisi’nin 20. yaş gününü kutladınız. 20 yıl önce bunu kurmak nerden aklınıza geldi?
 
Ben de her genç kızın rüyasında olduğu gibi mutlu ve mesut olmak için evlendim, daha doğrusu evlendirildim. 
 
HAYAT İNİŞLİ ÇIKIŞLI
 
Anne oldum, bazı evliliklerde olmadığı gibi bende de yürümedi. Şiddetli bir ayrılık yaşadım. Meslek eğitimi alıyorum bir yandan, iki küçük çocukla yalnız kaldım diğer yandan. Ailemin ayrılmama karşı çıkmasından dolayı bu süreçte desteğini yitirmiş olmam öbür taraftan. Dedim ya hayat bu.  Nice inişleri çıkışları, hayati rol oynayan dönemeçleri var.
Birçok insanın da yaşamış olduğu gibi maddi sıkıntılar benim de iki çocuk annesi olarak yakamdan eksik olmuyordu. Birgün işbulma kurumuna gittiğimde oradaki  memurelerden biri, ‘okulu bırakıp çalışabilirsiniz’ dayatmasıyla mecbur sosyal pedagoji eğitimimi yarım bırakmak zorunda kaldım.  Derken sağlık sektöründe işe başladım. İnsanların ilgiye, şefkate, bakıma ihtiyaçlarını gördükçe kendi isimi kurmaya karar verdim. Sürekli koşuşturmaca, onlara ihtiyaçları kadar zaman ayıramama bu kararı almamda oldukça etkili oldu diyebilirim. 
 
Sizce Avrupa’daki gurbetçilerimizin temel sağlık sorunları nelerdir? Bunun bir çözümü var mı ?
 
PROJELER ÜRETMELİYİZ
 
Daha çok psikolojik. Vatanlarından uzakta, buraya gençken gelmişler. Ailesini, çoluk çocuklarını bırakarak, dil bilmeden kalkıp geldiler. Bu insanlarda doğal olarak derin psikolojik iz, yara bıraktılar. Bunlar çalışarak özlemlerini, hasretlerini bilinçaltına bastırıldı. Maddi sorunlarını çözmek için bununla meşguldüler. Her türlü ağır işte çalıştılar. Emekli oldular veya olamadan aramızdan ayrıldılar. Kimileri de psikolojik rahatsızlıklara kapıldılar.  Birinci nesil için çözüm yok. Çözüm ne olabilirdi, buradaki konsoloslukların ilk ve ikinci nesil gurbetçilerle biraz daha yakından ilgilenip güzel projeler üretmelerinde destek verebilirdi. Burada sağlık sektöründe çalışan insanlarla ortak projeler üretebilirlerdi.  Zira bizler kimselerden destek alamıyoruz ki onlara olanak sunalım. Elimizdeki imkânlar kısıtlı ve yetersiz.  
 
Zaman zaman Türkiye’de Avrupalı Türk yaşlı hastaların bakımı için Yaşlı Bakım Köy’ü oluşturma düşüncesi var. Bu konuda neler söylemek istersiniz. Böyle bir çalışmada yer almak ister misiniz ?
 
Benim kulağıma böyle birsey gelmedi. Kulağa hoş geliyor ama nasıl bir proje bu, nasıl olacak? Ben de merak uyandırıyor. Proje doğru kullanılırsa neden olmasın. İyi bir şey. Yer almak isterim ama prensiplerin uyuşması gerekir. Önce bakıp görmek lazım. Güzel bir projede yer almayı tabi ki isterim. 
 
HAYVANLARLA İÇ İÇE EMEKLİLİK
 
Hemen hemen birçoğumuzun hayali emekli olup sahil kenarına çekilmektir. Sizin hayaliniz nasıl?
 
Hayatım sosyal aktivitelerin içerisinde geçti. Emekliliğimde de bir sahil kenarında ayaklarımı uzatıp çay içmeyi düşünmüyorum. Emekliliğimde de kısmet olursa etrafımda yardıma muhtaç çoluk - çocuk, hayvanların olması benim hayalimdeki yaşlılık. Hayatımın sonuna kadar dolu dolu yaşamak istiyorum. Bir yandan ayağımı uzatmış kitabımı okurken diğer yandan çevremde o mutlu mesut hayvanlar olmalı. 
 
Hayvan dostusunuz... Ve yakın zamanda da köpeğinizi kaybettiniz... 
14 yıldır yanımda olan köpeğimi kaybetmekten tabii ki üzüntü duyuyorum. İyi günümde kötü günümde hep yanımdaydı. İnsan gurbette olunca köpeğine daha bir bağlanıyor. Onsuz çok az günlerim olmuştu. 
 
YOZGAT SORGUNDA 300 KÖPEK
 
Evet ben çocukluğumdan beri hep ev hayvanı beslemişimdir. Hatta öykümün birinde de anlatıyorum; Türkiye’den de bir tane getirdik. Sahipsizdi, sokaktaydı. Bakımsız, çelimsiz bir köpekti.. Adını ‘Umut’ koymuştuk kızlarımla.  Şu an Ahrensburg’daki Küçük Hayvanlar Mezarlığı’ında yatıyor.  Yozgat Sorgun’daki kurduğumuz barınak aracılığıyla devam ediyor. 300 civarında kimsesiz köpeğin bakımını, sağlık ve mama ihtiyacını karşılıyorum.
 
Yeni kitap çalışmalarınızdan okurlarımıza bahsedebilir misiniz? 
İki yıldır bir roman üzerinde çalışıyordum. 20 yıl kutlaması, akabinde köpeğimin rahatsızlığından dolayı erteledim. Sonbahar da veya gelecek yılın başlarında yayınlamayı düşünüyorum. Ara çalışması olarak her daim yaptığım gibi şiirler, öykülerle birlikte ayrıca blog sayfamda (https://yazaresmaarslanblog.wordpress.com/)da düzenli olarak yazıyorum. 
 
Son olarak neler söylemek isterdiniz?
Okurlarıma, takipçilerime, hayvansever dostlarıma ayrıca gençlerimize doğanın değerini bilmelerini, okumalarını, barışçıl ve topuma yararlı, saygı ve anlayışlı bireyler olarak kültüre ve değerlerimize sahip çıkılarak bir hayat sürmelerini diliyorum. Yurtdışında yaşıyoruz. Kendi değerlerimizi ve kültürümüzü korumamız gerekir.
 
AdminAdmin