Röportaj
Giriş Tarihi : 12-09-2014 22:38   Güncelleme : 25-08-2022 20:23

Türk Hekim gözüyle ABD Sağlık sistemi

Doç. Dr. Can YEREBAKAN anlatıyor

Türk Hekim gözüyle ABD Sağlık sistemi
Tıp Fakültesi’ni Almanya'da bitirdiniz. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanlığı’nın ardından Amerika'da Children's National Medical Center’de görev yaptınız. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse Almanya ile Amerika arasında sağlık alanında nasıl bir değerlendirme yapılabilinir ?
 
Sağlık sistemleri birbirinden çok farklı işleyen iki ülke diyebiliriz. Almanya’da zorunlu sağlık sigorta sistemi eksiklerle de olsa dünyadaki en iyi örneklerden biri olarak nitelendirilebilir. Almanya’da yaşayan insanların yaklaşık % 90’ı zorunlu sosyal sağlık sigortası kapsamında bulunmakta iken sadece 8 milyon kadar insan özel sağlık sigortası kapsamındadır. Amerika’da vatandaşların % 15 kadarının hiçbir sigortası yoktur. Medicare ve Medicaid adlı iki sistemle muhtaç ve yaşlıların sigortaları sağlanmakta ise de özel sağlık sigortası sağlık sisteminde % 50’nin üzerine çıkan bir oranla ağırlık kazanmaktadır. Almanya’da serbest piyasa ekonomisi ve sosyal sağlık sisteminin birlikteliğini sağlamak, yaşlanan toplum ve finansman problemler olarak öne çıkmaktadır. Amerika ise dünyanın en pahalı sağlık sistemine sahiptir dolayısıyla sigortası olmayan insanlar ve sağlık giderleri en büyük sıkıntılar olarak öne çıkmakta. Orada göze çarpan en ilginç nokta özel sektörün sağlık sisteminin ayrılmaz bir parçası, destekleyicisi ama aynı zamanda yönlendirici bir aktörü olmasıdır. Bu olgunun olumlu etkilerinin yanı sıra sağlık sistemi üzerinde ciddi olumsuzluklara sebep verebileceği görülmektedir.
 
Amerikan'da çok sayıda göçmen yaşamakta. Göçmenlere yönelik farklı bir sağlık politikası uygulanıyor mu ?
nAmerika Birleşik Devletleri kendini bir göçmen ülkesi olarak tanımlamış ve bu konuda örnek alınması gereken bir ülkedir. Göçmenler ülkenin bir parçası, hatta en önemli öğesi olarak saflarını almaktadırlar. Ülkenin şu anda sahip olduğu ekonomik gücün göçmenlerin eseri olduğunu söylemeye gerek yok. Hele hele iyi şeyler yapıyorsanız, size sınırsız imkanlar seferber edilmektedir. Göçmen politikasının akıllıca yönetilmesi bu sonucu ortaya çıkarmıştır. Dolayısıyla farklı bir sağlık politikasından söz edilemez.

DOKTOR AÇIĞI KALİTEYİ ETKİLİYOR

Türkiye ile Amerika'yı mukayese ettiğimizde artılarımız, eksilerimiz nelerdir ?
Türkiye’de son yıllarda sağlık alanında ciddi aşamalar kaydedildiği söyleniyor. Bu yorum ne yazık ki kısmen doğru. Halkın sağlık hizmetine ulaşımının kolaylaştığı ve hastanelerin kabul edilemez fiziki koşullarının düzeldiği kabul edilebilir ancak burada mutlaka bahsedilmesi gereken noktalar var ki, aslında hiç de iç açıcı değil.
Sağlık hizmeti yaygınlaşırken ülkede büyük bir doktor açığının olması ciddi kalite problemlerine yol açmaktadır. Konuyu açmak gerekirse verilen sağlık hizmetinin kalitesi -objektif olarak ölçülmemekle beraber- düşmektedir. Özellikle akademisyen kadroları dağılan çoğu üniversitemizde bazı dallar hiç hizmet veremez hale gelmiş, bazı dallarda uzman seviyesinden yüksek hizmet verilememektedir. Bunun hem tedavi hizmetleri üzerinde, hem de tıp fakültesi eğitimi üzerinde onarılamaz yaralar açtığı kesindir. Doktor arkadaşlarımın çalışma şartlarını gelişmiş ülkelerle kıyaslamak mümkün değildir. Performans sistemi burada anlatılamayacak kadar büyük aksaklıklara yol açmaktadır. Zaten büyük zorluklarla sürüdürülen akademik çalışmalar tüm bu değişimle sekteye uğratılmıştır, durma noktasına gelmiştir. Özel sektör de başlı başına bir sorun teşkil etmektedir. İstisnalar hariç hastaya para gözüyle bakılan bir sistemdir. En önemlisi Türkiye’de meslektaşlarımız mutsuzdur ve sağlık çalışanlarına şiddet bir rutin haline gelmiştir.
Artılarımız mı? İyi niyetli, zeki ve çalışkan sağlık çalışanlarına sahibiz, bu kadar.

Bilindiği üzere Avrupa'da nüfus yaşlanmakta. Amerika'da da böyle bir sorun var mı ?
Amerika bir göçmen ülkesi ve böyle olmaya devam ediyor. Doğum oranı Almanya’ ya göre daha iyi seviyelerde ve toplum daha yavaş yaşlanıyor. Sorun şu an için ve gelecek için yapılan tahminlerde Avrupa’daki kadar büyük görünmüyor.
 
Gießen Cocuk Kalp Merkezi bünyesinde Çocuk Kalp Cerrahisi bölümünde Oberarzt olarak göreve başladınız. Bu konuda ne söylemek istersiniz ?
Prof. Dr. Hakan Akıntürk’ün şefliğini yaptığı Gießen Çocuk Kalp Merkezi bünyesinde Çocuk Kalp Cerrahisi bölümünde Oberarzt olarak göreve başladım. Şefimiz Prof. Akıntürk Almanya çapında tanınan bir Çocuk Kalp Cerrahi ve hipoplastik sol kalp hastalığının tedavisinde dünya çapında uygulanan yeni ve çığır açan bir tedavi şeklinin iki mucidinden biri. Çalıştığımız merkez yılda 400’ün üzerinde çocuk kalp ameliyatı ile Almanya’da en yoğun merkezleri arasında. İlk çocuk kalp naklinin yapıldığı merkez olarak da bilinen Gießen Üniversitesi şu anda Avrupa’da bir yaşın altında çocuklarda en fazla kalp naklinin yapıldığı merkez olarak öne çıkıyor. Doğumsal kalp hastalarının tamamının medikal ve cerrahi olarak tedavisinin yapılabildiği bir çocuk kalp merkezinde çalışmaktayız. Son derece profesyonel ve saygın bir ekibin bulunduğu bu merkez bana  Amerika’yı hiç aratmıyor.
Bize zaman ayırdığınız ve verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz.
Ben de Avrupa Sağlık Dergisi'n yayın hayatında başarılar dilerim. 
AdminAdmin