Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı adına Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Ofisinin, işbirliğinde gerçekleştirilmişti.
V. Türk Tıp Dünyası Kurultayında, Kronik Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar (obezite, diyabet, kalp damar hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, kanserler ve ruhsal hastaliklar ) ve bunların risk faktörleri konusunda yapılabilecek çalışmaları ele alindi. Bu hastalıkların önlenmesi, risk faktörleriyle mücadele (beslenme, fiziksel aktivite, sigara, alkol gibi), mevcut hastaların iyi tedavi edilmesi ve hastalıklardan kaynaklanacak komplikasyonların engellenmesi için DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) ile birlikte yapılabileceklerin belirlenmesi ve uygulamaya konulması hususunda alınması gereken adımlar ve öneriler tartışıldı.
Dr Ayşe Turan ve arkadaşlarını organizasyonda başarılı çalışmaları için tebrik ve teşekkür etmek isterim. Kurultaya dünyanın çeşitli ülkelerinden ve Türkiyeden sağlık alanında küresel ve ulusal düzeyde başarılı çalışmalarda yer almış, patent ve ödül sahibi, üniversite, hastane ve teknoparklarda yönetici/araştırmacı olarak çalışan yaklaşık 500 davetli misafirler ile görüşme ve tanışma imkanı bulduk.
KATILIMLAR ARTTIRILMALI
DSÖ Avrupa Bölgesindeki göçmenlerde bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve yönetilmesi konusunda yapılacak çalışmaları destekleyeceklerinide belirttiler.
Bu kurultaylarda daha çok değişik branşlarda çalıştaylar hazırlanması ve Türk uzmanların bilimsel çalışmaları, buluşları ve yeni teknikleri daha geniş bir biçimde anlatılmalıdır. Ayrıca katılımında daha geniş olması gereklidir.
SAĞLIK DÜNYASI BÜTÜNDÜR
Bu bir Türk Tıp Dünyası Kurultayıdır. Tıp sadece hekimlerden oluşmaz, hekimler, Eczacılar,Hemşireler ve diğer sağlık çalışanları ile bir bütündür. Hekimler bu bütünün sadece bir parçalarıdır.
Bir eczacının Farmakolojik çalışmaları, buluşları, bir hemşire nin hasta bakımı konusunda geliştirdiği yenilikler önemli değil midir? Diğer branşlarda da yapılan çalışmalar da hasta teşhisi ve tedavisinde rol oynayan faktörlerdir.
Ben 2.Türk Dünyası Kurultayında sivil toplum kuruluşları adına yaptığım sunumumda tıbbın değişik dallarında ki uzmanlar ve sağlık elemanlarının da davet edilmesi için öneri yapmıştım.
Ümit ederim ki 6. Kurultaya Avrupadan sağlıkçılar davet edilip onların çalışmaları, tıp eğitimi veren Fakülte ve Yüksek okul yöneticilerine sunulur ve Türkiyedeki sağlık alanında ki bilimsel araştırmalar ve buluşlar da Avrupadan davet edilen sağlıkçılara sunularak, Avrupada yerleşik Türkiyeden göç etmiş insanların sağlıklarına katkıda bulunulabilir.
İSLAM ÜLKELERİ VE SAĞLIK TURİZMİ
Bir başka önemli toplantıda 7-11 Kasım tarihleri arasında ,Türkiye içerisinde farklı bölgelerden sağlık turizmi derneklerinin bir araya gelerek oluşturduğu Türkiye Sağlık Turizmi Dernekleri Federasyonu (TURSAF) ,dünya İslam ülkelerini bir araya getirerek sağlık turizmi alanında birlikte çalışmalarını, birbirleri ile iletişim halinde olmalarını sağlamak amacı ile İslam Ülkeleri Sağlık Turizmi Konseyini düzenledi. Bu çalışma (TURSAF) çatısı altında bulunan Uluslararası Antalya Sağlık Turizmi ve Eğitimi Derneği (UASTED) ve Alanya Sağlık Turizmi Derneği (ALSTUD) işbirliği ile hayata geçirilen bu programa da katıldım. Çok verimli geçen görüşmeler toplantılar yaptık.
İSTEK VAR, BİLGİ YOK
Sağlık turizminde Türkiyedeki sağlık kurumları Avrupa ya açılma gayretindedirler. Özellikle Avrupa da yerleşik Türklerin ve Türkiyeden Avrupaya gelerek yerleşmiş göçmenlerin sağlık sorunlarının bir kısmının çözümünde Türkiyedeki sağlık kurumları çok yardımcı olabilirler. Benim bu konseyde yaptığım görüşmelerde Türkiyedeki sağlık kuruluşları Avrupaya yönelik çalışma yapmak istediklerini belirtiyorlar ama ne yapacakları konusunda tam bir fikirleri yok.
Önce Avrupada yerleşik Türkiye kökenli göçmenlerin sağlık sorunlarını öğrenmeleri lazım. Daha önemlisi kendilerini, teknik olanaklarını ve çalışmalarını bu insanlara anlatmaları gerekir.
Türkiyede yapılan sağlık turizmi fuarları yeterli değildir. Çünkü bu fuar, konsey, kongre ve kurultaylara Avrupada yerleşik Türk sağlıkçılar davet edilmemektedir.
Hasta ile direkt ilişkisi olan sağlıkçılar branşlarında ki hastalıklarla ilgili olarak Türkiyedeki sağlık kurumlarını ve çalışmalarını bilmemektedirler. Halbuki bu insanlar bu tip sosyal faaliyetlere davet edilebilirler. Özel sağlık kurumları da bu daveti finanse edebilirler.
TANITIMIN ÖNEMİ BÜYÜK
Yine her katıldığım kongre ve diğer sağlık turizmi toplantılarımda söylediğim gibi Türkiyedeki sağlık kuruluşları Avrupa nın kalabalık şehirlerinde özellikle de Türklerin çok olduğu şehirlerde , kurumlarını ve olanaklarını tanıtıcı fuarlar veya değişik aktiviteler düzenleyebilirler.
SAĞLIK OYUNCAK DEĞİLDİR
Türkiyedeki özellikle özel sağlık kurumlari, Avrupa çapında faaliyet göstermesi ve hastalara sağlık turizminde tedavi öncesi bilgilendirme ve tedavi sonrası komplikasyonlara, kontrollere yardımcı olmak amacıyla başta Avrupa Türkiye Sağlık Turizm Derneği (saglikturizmi.at) olmak üzere diğer sivil toplum kuruluşlarını destekleyebilirler.
Avrupada son zamanlarda çok yayılan ve Türkiyeye hasta göndererek sağlık kurumlarından yüzde alan sağlık turizm simsarları da eğitilir ve kontrol altına alınır. Sağlık oyuncak değildir, uzmanlar aracılığı ile korunmalıdır. En iyi sağlıkcı hastasına karşı Sağlık Sağlık İçin Olmalıdır. diye düşünen sağlıkçıdır.
Bu konuya yeni yılda da devam edeceğim. Ayrıca Avrupa da yerleşik Türkiye kökenli sağlık elemanlarının branşlarına göre biraraya gelmeleri ve Avrupada yerleşik Türklerin sağlık eylem planını da gerçekleştirmek için çalışmalarıma da devam edeceğim.
Sağlıklı ve mutlu yıllar dilerim.